Türk futbolunda tarihi yeniden yazan, 2007 yılının 26 Haziran’ında vefat eden Jupp Derwall’i aramızdan ayrılışının 13. yılında özlem ve saygıyla anıyoruz…

1978 Dünya Kupası’nda Almanya ikinci tur maçlarında gruptan çıkamayınca Helmut Schön görevden ayrılmış; yerine yardımcısı Jupp Derwall getirilmişti. Kariyerinde sadece 2 kez Alman Milli Takımı forması giyen Derwall’le birlikte 1980 yılı, Almanya için rüya gibi geçmişti. UEFA Kupası’nda 4 Alman takımı yarı finale kalmış; Şampiyon Kulüpler’de Hamburg ikinci olmuştu. Avrupa Şampiyonası’nın kazanını ise yine Jupp Derwall’in çalıştırdığı Batı Almanya olmuştu.

1982 Dünya Kupası finalinde İtalya’ya kaybeden Almanya, 1984 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gruplardan çıkamayınca Derwall’in milli takım serüveni de sona ermişti..

Aynı günlerde, İstanbul’da Tomislav İviç’in Portekiz’e zamansız kaçışı Galatasaray’ı teknik direktör arayışına itmişti. O günlerde dönemin yöneticileri Faruk Süren ve Alp Yalman’ın yaptığı teklif, olumlu yanıt bulunca Jupp Derwall, Galatasaray’ın yeni teknik direktörü olmuştu.

İlk sezonunda kazanılan Türkiye Kupası, İkinci yılında namağlup ikincilik ve ertesinde 14 yıl aradan sonra kazanılan şampiyonluk…  Derwall geçmişte görev yapan, hatta sonraları gelecek aşırı disiplinli ve inatçı Alman hocalardan farklıydı. İlk isteği tesislerin çimlendirilmesi oldu. Florya gün geçtikçe yeşillenirken, altyapıya da özel ilgi gösterdi. Hücum futbolu, pres ve alan savunması gibi kavramlar, Derwall’le birlikte kullanılmaya başlandı. Yeni idman teknikleri ve futbolcuya özel çalışma programları da onunla başladı. Sadece Galatasaray değil; Türk futbolu da onunla birlikte farklı bir kimliğe büründü. Dahası; 1984 sonrasındaki tüm zaferler onun hesabına yazıldı.