00:56 - Millilerimiz fırsat tepti 3-1
22:09 - Umutlarımızı Karadağ’a taşıdık 0-0
23:14 - Niyazi Uyar’dan Anma Mesajı
23:13 - Recep Yılmaz’dan Anma Mesajı
Ekim ayının gelmesi ile beraber Galatasaray’ın üzerinde de kara bulutlar dolaşmaya başladı. Lige iyi başlayan, Avrupa Ligi Ön Eleme maçları dahil, seri galibiyetler alan Sarı Kırmızı’lı takımda Glasgow maçından beri işler iyi gitmiyor. Galatasaray’ın içinde bulunduğu durumu, duayen gazeteci Süleyman Rodop ile konuştuk. Florya’nın kodlarını çok iyi bilen “üstad” ile yaptığımız röportajı keyifle okumanız dileğiyle.
( Bu röportaj Galatasaray- Alanyaspor maçı öncesi yapılmıştır.)
Röportaj: Uğur TEMEL- Hakan SONGUR
Fotoğraf: Hakan SONGUR
Uğur TEMEL(UT): Bitirme açısından sıkıntılar yaşa da, spekülasyon açısından transfer döneminin en hareketli takımı Galatasaray’dı. Satmadan oyuncu alamadı, oyuncu gitmedi, taraftar transfer istedi… Siz de; ‘ Galatasaray’da transfer bitmez’ diyenlerden misiniz? Galatasaray’ın transfer gündemi niye bu kadar kalabalık?
Süleyman RODOP(SR): Galatasaray, son iki buçuk senede otuz dört futbolcu transferi yaptı. Bu, dünya rekorudur herhalde. Dünyada başka hiçbir takımın, iki buçuk yılda otuz dört futbolcu transfer ettiğini sanmıyorum. Galatasaray’ın bu transfer döneminde istediklerini yapamamasının birkaç sebebi var. Öncelikle bir plan yapıldı. Bu planı yapanlar da; Başkan Mustafa Cengiz, İkinci Başkan Abdürrahim Albayrak, Başkan Yardımcısı Yusuf Günay ve Fatih Terim. Bu dört isim, Galatasaray’da transferi yöneten isimler. Bu dört kişilik transfer komitesi ilk iş olarak, bazı isimlerle yolları ayırmak istedi. Bu isimler de sır değil herkesin tahmin ettiği isimler; Belhanda, Feghouli, Babel, Diagne gibi maliyetli yabancıların yanında; Şener, Ahmet, Emre Taşdemir gibi yerli isimler. Bu futbolcuların satışından gelecek para ile de alınacak futbolcuları belirlediler.
BELHANDA’NIN TAKIMDA KALMASI DOĞRU DEĞİL.
UT: Belhanda Galatasaray ‘da Kanayan yara mı?
SR: Zaten Belhanda konusunda tüm camia rahatsız. Galatasaray yönetimine, taraftarına alenen küfür eden Belhanda’nın, bu takımda kalmasını doğru bulmuyorum ben. Belhanda, Real Madrid maçında oyundan çıkarken, Galatasaray taraftarına Arapça, Fransızca küfür ettikten sonra hemen takımdan kovulmalıydı. Bu yapılmalıydı, yapılmadı. Hem Fatih Hoca’nın hem de yönetimin büyük kusuru var bu konuda. Bence Galatasaray yönetiminin en büyük kusuru budur. Belhanda artık kangren oldu Galatasaray’da. Transfer için yapılan görüşmelerde takımdan gönderilecek ilk isim Belhanda idi. Hatta menajeri ile görüşmeler yapıldı. Nice’in de teklifi çok cazipti. Ama Belhanda, son anda caydı. Fatih Hoca, Onyekuru’nun geçen sezonki performansından mutlu değildi. O bölgeye istediklerini yapabilecek başka bir futbolcu düşünüyordu.
UT: Kimdi o futbolcu?
SR: O ismi vermek istemiyorum ben. Çünkü o isim için devre arasında yine çalışmalar devam edecek. Ancak şu kadar söyleyebilirim, bu futbolcu İngiltere’de oynayan genç bir oyuncu. 10 numara pozisyonu içinse; yaşı 30 civarı takımın o bölgesini üç dört sene domine edecek bir isim bulundu.
TERİM VAZGEÇMEZ
UT: Devre arasında sol kanat ve 10 numara pozisyonu için bu iki isim gündemde olacak mı?
SR: Şu kadarını söyleyeyim size; Fatih Terim bir isimle ilgileniyorsa vazgeçmez.
UT: Kim bu oyuncular?
SR: İsimleri boş ver, pişmekte olan aşa daha fazla su katmayalım. Planın ikinci kısmı da, daha önce yapılan hataların yapılmaması üzerine kurulmuştu. Geçen sene altı kiralık oyuncu alındı, hepsi de bilinen oyuncular. Ne kadar verim alındı bu altı isimden? Kiralık oyuncu yerine, yirmili yaşların ortalarında oyuncu satın almak istedi yönetim. İlk önce sağ bek Omar ile anlaşıldı. Yirmi sekiz yaşında ama bonservis ödenmedi. Mert Hakan Yandaş ve Emre Kılınç ile anlaşıldı.
MERT HAKAN SÖZÜNDEN CAYDI.
UT: Mert Hakan Yandaş konusunda Galatasaray’ın yükümlülüklerini yerine getirilmediği konuşuluyor.
SR: O öyle değil. Hakan sözünden caydı. Galatasaray yönetimi oyucu ile prensip anlaşması yaptığı tarihte oyuncuya zaten bir ödeme yapamazdı, ligler oynanıyordu. Mayıs ayında ligler bitince, oyuncunun parası yatırılacaktı. Ancak araya pandemi girdi. Pandemi aransın ardından, ligler Haziran ayında başladı. Ligler devam ederken, Galatasaray ve Sivasspor da şampiyonluk yarışı içindeyken, Mert Hakan Yandaş için para yatırırsan, ‘rakibinin futbolcusunu ayartmış’ gibi olursun. ‘Şike yaptı.’ derler. Galatasaray yönetimi de, ‘Dertsiz başımı derde sokmayayım. Lig bittiği gün imza parasını yatıralım.’dedi. Bu sırada Fenerbahçe devreye girdi. Zaten Fener’in, Galatasaray’ın talip olduğu her futbolcuya talip olmak gibi güzel bir huyu var. Hem Mert Hakan’a hem de Emre Kılınç’a talip oldular. Emre sözünden dönmedi. Mert Hakan ise Fenerbahçe’nin yolunu tuttu. Olayın özü bu. Gelelim diğer transferlere. Örneğin, Etebo. 24 dört yaşında, sakatlık öncesi ülkesinin en iyi futbolcuları arasında gösteriliyordu. İdman eksikliğine rağmen neler yaptığı ortada. Kerem Aktürkoğlu, Oğulcan Çağlayan, Kaleci Fatih hep transfer planında adı olan isimler. Türk oyuncuların hepsi bedelsiz geldi ve en önemlisi bu isimlerin hepsi Galatasaray’lı. Bir isim daha vardı gelecek olan. O da Okay Yokuşluydu. Okay da gelmek istiyordu. Fatih Terim, Okay’ın babası gibidir. Onu Milli Takım’a da alan Fatih Hoca’ydı. Çocuk zaten Galatasaray’lı. Hani diyorlar ya profesyonel futbolcu için fark etmez diye. Çok şey fark ediyor kardeşim. Hani demiştim röportajın başında transfer komitesi diye. İşte o transfer komitesi yeteneklerinin yanı sıra Galatasaray’a sahip çıkacak, forma için oynayacak isimler için plan yaptı.
TERİM, ARDA’YI GEÇEN SENE İSTEMEDİ.
UT: Peki bu özellikler yüzünden mi Arda tercih edildi?
SR: Arda’nın tercih nedeni başka. Geçen sene ‘olmayacak’ dedim linç yedim; bu sene ‘olacak’ dedim yine linç yedim.
UT: Geçen sene niye olmadı ?
SR: Geçen sene olmazdı. Çünkü uzun süre oynamamıştı. Özel hayatı yüzünden baskı vardı, olmaması yönünde. Bu transfer geçen sezon olsaydı, Galatasaray zarar görürdü. Zaten Fatih Terim de istemiyordu.
Hakan Songur (HS): Ama hep,’ Fatih Terim, Arda’yı istiyor’ diye lanse edildi.
SR: Yoktu ki öyle bir istek. Yönetime ne zaman sorsam, ‘Fatih Terim, istemiyor ki.’ dediler bana. Hatta Fatih Hoca’ya idmanda soruldu; ‘Arda’yı istiyor musunuz ?’ diye. Terim de; ‘Ne benden böyle bir talep var ne de Arda’dan.’ dedi. Ardından gelişen süreçte Terim, Arda’yı affetti. Zaten Galatasaray taraftarının Arda ile bir problemi yoktu. ‘Prim’ olayından dolayı Terim ile Arda’nın arası açılınca, taraftar Hoca’ya sahip çıktı. Bu sezon başı Terim, Arda’yı istedi, yönetim de bu transferi yaptı. Arda’nın bu transfer için fedakarlık yaptığını söylemem gerekir. Form tutmak için çalıştı.
BEN KİMSENİN ADAMI DEĞİLİM
UT: Sosyal Medya hesabınızda yazdıklarınız zaman zaman tepki topluyor. Sizin için; ‘Yönetimin adamı, Fatih Terim’in adamı.’ yakıştırmaları var. Siz kimin adamısınız?
SR: Ben kimsenin adamı değilim ya… Ben, gazeteciyim. Ama Galatasaray ile özdeşleştim. Ben bu işi otuz yedi yıldır aynı seviyede yapıyorum. Kimin, kimin adamı olduğu konusuna gelirsek; benim altıma hiçbir kulüp başkanı, araba vermedi kardeşim. Ama altına Passat verilen gazetecileri biliyorum ben. Arabamı, geçen sene oğlumun okul taksitleri için sattım ben. Ben birinin adamı oluyorum öyle mi? Ben gazeteciyim kardeşim. Kalemim bu güne kadar kimseyi kayırmadı, kayırmayı da Allah nasip etmesin. Otuz yedi yıldan bu yana Galatasaray kulübünden almış olduğum bir kuruş yok. Beni şike yapanlar sevmez. Gazetecileri satın almaya çalışan, manipüle etmeye çalışanlar sevmez. Galatasaray’da ‘liseci’ olarak bilinen yüz- yüz elli kişilik bir grup var, beni hayatta sevmez. Beni, Atatürk düşmanları da sevmez. Sevmesinler de zaten. Bu tip insanların beni sevmemesi, benim gururumdur.
TEKNİK ARIZA
UT: Galatasaray lige çok iyi başladı. Lig’de Gaziantep ve Başakşehir, Avrupa Ligi ön elemesinde Netfçi ve Hajduk Split maçlarında on gol attı, iki gol yedi. Ardından derbide üstün oyuna rağmen alınan beraberlik, Glasgow Rangers ve Kasımpaşa maçlarında kötü futbol ve alınan iki mağlubiyet var. Bu iki mağlubiyeti neye bağlıyorsunuz?
UT: Bu tamamen, evdeki hesabın çarşıya uymaması. Yani, teknik bir arıza bu. Galasaray’ın orta sahasında Belhanda, Feghouli, Babel ağır adamlar. Oyunu etkileyecek zamanlarında değiller. Böyle bir kurgu ile seni, herkes yener kardeşim.
HS: Fatih Hoca, sistem üzerinde deneme mi yaptı?
SR: Bence deneme yaptı.
UT: Deneme için yanlış zaman değil miydi?
SR: Sezon başı yaparsın bu denemeleri ama. Kadroyu oturtman lazım. Ben yanlışını gördüğünü düşünüyorum Terim’in. Orta alan bu kadar kolay top kaptırırsa ön liberoya iki misli yük biner. Forvete top gitmez. Bu organizasyonu sağlayacak olan Emre Akbaba sakat. Şimdi Fatih Terim’in oyun planında kanatlar çok önemli. Solda Saracci, sağ da Omar maç boyunca bindirme yapan adamlar. Saracci’nin sakatlığında Linnes oynadı. Önünde de Arda ya da Babel var. Bu iki oyuncu da ağır adam. Sol kanadın koptu. Problemin olması normal bu açıdan baktığında. Sakatlar iyileşince bu problemlerin yaşanmayacağını düşünüyorum. Kerem Aktürkoğlu diye bir oyuncu var Galatasaray’da. Bence, oynaması lazım. Maçlarını seyrettim için biliyorum, çok büyük yetenek.
GENÇ OYUNCUNUN ZAMANI MI OLUR?
UT: Niye oynatmıyor Terim? Genç oyuncu diye mi, zamanını mı bekliyor?
SR: Genç oyuncunun zamanı mı olur? Koy kadroya oynasın çocuk.
HS: Ben de bunu anlayamıyorum Fatih Terim, riski seven bir hoca olarak bilinir.
SR: Eskiden daha çok riskler alırdı.
TERİM DAHA AZ RİSK ALIYOR.
UT: Fatih Terim’in de performansında düşüklük mü var?
SR: Performans düşüklüğünden ziyade, riski daha az almaya başladı. O da üzerinde büyük baskı hissediyor. Bu işi yapan ve üzerinde en son baskı hissedecek hoca olması lazım bakınca.
LİSECİLERİN İSTEMEDİĞİ BAŞKAN O-LA-MAZ.
UT: Galatasaray’da başkan olmak isteyen birisinin, İnan Kıraç ve ekibinden icazet aşması mı gerekir? Liseci’lerin istemediği bir kişinin, Galatasaray Başkanı olması mümkün mü?
SR: Galatasaray’da lisecilerin istemediği, Allah’ın bir kulu başkan o-la-maz. Neden, olamaz? Onu da söyleyeyim. Galatasaray’ın On iki bin 800 üyesi var. Bu üyelerin yarısı, zaten lise mezunu. Geri kalan üyelerin yüzde otuz beşi, bu mezunların eş ve çocukları. Geriye kalan yüzde on beş… Hesap ortada…
HS: Yeni üyeler bu dağılımı bozabilir mi?
SR: Bu ay Galatasaray’a dört yüz kişi üye oldu. Bunların yüz yirmi üçü lise mezunu. Bu tüzük yapısı ile bu oran bozulmaz. İstersen iki sene oku lisede, cüzi bir para ile üyesin. Dikkat edin, Galatasaray Liseli, Galatasaraylı değil… Arada fark var.
UT: Galatasaray halkın mı, lisenin mi?
SR: Kesinlikle lisenin. Gariban Galatasaray taraftarı, ben de dahilim bunlara, sahiplenmeye çalışıyor kulübü. Formayı alan taraftar, bileti alan taraftar, yağmurda- çamurda, karda- sıcakta destekleyenler taraftar… Ama tüzük gereği taşın altın elini sokamayan da taraftar…
UT: Tüzük nasıl değiştirilir?
SR: Galatasaray’ın kurtuluşu, Galatasaray Liseli aklı başında adamların önderliğinde olur. Yüz- Yüz elli kişilik Liseci tayfası var, amip gibi, Galatasaray’ın etinden- sütünden faydalanmaya çalışıyorlar. Genç nesil Liseliler de, Galatasaray’a sahip çıkıyorlar. Bu iki grubu sakın aynı kefeye koymayın. Yeni nesil, yüz elli kişilik grubu temizlediği gün, Galatasaray özgürlüğüne kavuşur. Bu grup Galatasaray’ın el freni. Liseci tayfa, başkan adayı arıyor şimdi. Üç- dört kişiye gittiler, kimse kabul etmiyor. Çünkü Galatasaray’da hiçbir başarı cezasız kalmaz.
UT: Galatasaray’da Florya’nın patronu kimidir? Liseci tayfa oraya da karışabilir mi?
SR: Florya’daki çimin bile patronu Fatih Terim’dir.
CENGİZ’İN EN BÜYÜK BAŞARISI, FLORYA’YI GERİ ALMAKTIR.
UT: Mustafa Cengiz Başkan başarılı mı sizce?
SR: Başarını kıstası ne?
UT: Mali, sportif ve idari başarı.
SR: Mustafa Cengiz üç seneden beri başkan. Sportif açıdan bakarsak; bu üç senenin, ikisinde takım şampiyon oldu. Geçen sene de pandemi olmasaydı belki yine şampiyon olacaktı. Yani, sportif açıdan başarılı… Mali açıdan bakalım; Galatasaray Kulübü iki dönem kâr etti mi? Etti… Bunlar kolay elde edilecek başarılar değil… Ama Mustafa Cengiz’in en büyük başarısı nedir biliyor musunuz? Hatırlayın; Florya yüz kırk üç milyon dolara, TOKİ’ye (Toplu Konut İdaresi Başkanlığı) satılmıştı. Bu para harcandı gitti. Yıllar sonra bu araziyi beş yıl ödemesiz, Türk Lirası üzerinden geri almak, Mustafa Cengiz’in en büyük başarısıdır. Artısı da var; Riva… Riva’da patlamıştı Galatasaray. Bu anlaşmalar revize edildi. Yeni yapılan anlaşma ile Galatasaray, orada yapılan her daireden yüzde on gelir alacak. Ben bu adama nasıl başarısız diyeyim şimdi?
UT: Önümüzdeki seçimlerde Mustafa Cengiz adaylığımı koyacak mı?
SR: O zamana kadar köprünün altından çok sular akar ama bugün itibariyle aday olmayacağını biliyorum. Bu yönetimden de sadece Kaan Kancal aday olabilir. Galatasaray’da mali işlerden sorumlu yönetim kurulu üyesi . Kendisi de ailesi de liseli. ‘Senin etrafında birleşelim.’ diyenler olduğunu biliyorum.
İNAN KIRAÇ BAŞKAN OLSUN
UT: Başka kim aday olabilir sizce? Kim başkan olursa Galatasaray ivme kazanır?
SR: Başkan adayları uzak duruyor. Çünkü başlarına gelecek olanları biliyorlar. Galatasaray’da tüzük değişmediği sürece, bu işi yapmak isteyen adamlar uzak duracaklardır. Bana; ‘ kim başkan olsun?’ derseniz, her şeye ağırlığını koyan, İnan Kıraç başkan olsun derim. Niye olmuyor? Aranan bütün şartlar var. Zengin mi? Zengin. Hem Galatasaray Liseli hem de Galatasaraylı mı? Evet… Buyursun, başkan olsun o zaman… Hodri meydan… İnan Kıraç, şimdi başkan olmayacak da ne zaman olacak?
GALATASARAY, KRİZİ İYİ YÖNETEMEDİ.
UT: Dönelim geçen sezona… Pandemi arasından önce Galatasaray çok iyi bir çıkış yakalamıştı. Pandemi arasından sonra Galatasaray’a operasyon mu yapıldı?
SR: Operasyonu, Galatasaray, kendi kendine yaptı. Şansızlık yaşadı Galatasaray. Önce Abdürrahim Albayrak, Korona’ya yakalandı. Ölümden döndü Abdürrahim Bey, verilmiş sadakası varmış. Ardından Fatih Terim yakalandı hastalığa. Takımın iki önemli ismi art arda hasta olunca, Florya’da ister istemez bir korku havası oldu. Bunu yaşayanlardan biriyim ben. Herkes Florya’ya tedirgin gelmeye başladı. Hocası da, futbolcusu da, çalışanı da… Düşünsenize Abdürrahim Albayrak, Fatih Terim, Yusuf Günay, futbolculardan Linnes ve Ömer Bayram, birbirleri peşi sıra hastalığa yakalandı. İster istemez korku havası sindi Florya’ya. Bu psikolojik baskıyı kaldıramadı takım. Ortada bir kriz vardı ve bu kriz iyi yönetilemedi. Bu yüzden diyorum, Galatasaray kendi kendine operasyon yaptı diye.
GERÇEK HABERCİLİK YAPIYORUZ
HS: Youtube kanalınız Ajans 1905 nasıl gidiyor?
SR: Yeni kuruldu sayılır. Yetmiş bin’e yakın abonemiz var. Destek üyelerimiz de var. On lira, Elli lira ya da Yüz lira karşılığında, isterlerse, ücretli abone de olabiliyorlar. Onun haricinde, ücretsiz abonelerde var. Galatasaray’a inananları istiyoruz biz. Başkasına gerek yok. Omar imza attığı zaman ilk haberi biz verdik. Emre Kılınç, Hakan Yandaş olayının tüm iç yüzünü ilk olarak biz açıkladık Kadir’le. (Çetinçalı.) Gazeteler; ‘Galatasaray, Göztepe’nin kalecisini Beto’yu alıyor.’ derken, Beto’nun değil Fatih Öztürk’ün transfer olacağını söyledik. Bu kanalı sadece transfer haberi vermek için kurmadık. Galatasaray’a karşı yapılan algı operasyonlarına, ayak oyunlarına nasıl karşı koyabiliriz düşüncesi ile yola çıktık. Ajans 1905, habercilik yapıyor. Duyum haberciliği değil, gerçek habercilik yapmaya da devam edecek.