00:56 - Millilerimiz fırsat tepti 3-1
22:09 - Umutlarımızı Karadağ’a taşıdık 0-0
23:14 - Niyazi Uyar’dan Anma Mesajı
23:13 - Recep Yılmaz’dan Anma Mesajı
Türkiye’de futbol oyun kuralları denince aklan gelen ilk isimlerden bir tanesi Nurettin Dehmen’dir. Bugün, amatör ve profesyonel liglerimizde görev yapan bir çok hakemi yetiştiren ‘Hocaların Hocası’ Dehmen; Federasyon tarafından nasıl ‘hain ve pislik’ ilan edildiğini, suçsuz olmasını kanıtlamasına rağmen görev alamadığını. Türkiye Faal Hakemler Ve Gözlemciler Derneği’nin (TFFHGD) kendisine sahip çıkmadığını FOTO GOOL’e anlattı. Hakem camiasının çok konuşacağı, ‘Hocaların Hocası’ Nurettin Dehmen ile yaptığımız röportajı keyifle okumanız dileğiyle…
“SUÇUM NE, BEN DE BİLMİYORUM!”
Uğur TEMEL (UT): Hocam, Türkiye’de Futbol oyun kuralları denince akla ilk gelen birkaç isimden biri sizsiniz. Son yıllarda, ne gözlemci ne eğitimci olarak kadrolarda yoksunuz. “Hocaların Hocası” Nurettin Dehmen niçin gözlemcilik ya da eğitimcilik yapmıyor?
Nurettin Dehmen (ND): Uğur’cum çok zor bir soru sordun bana .
UT: Nasıl zor bir soru hocam ?
ND: Şöyle zor bir soru; 15 Temmuz sürecinde Futbol Federasyon, bazı hakem ve gözlemcileri diskalifiye etti .
UT: Niye, neye dayanarak?
ND: Hiçbir şeye dayanarak değil. Hatta diskalifiye ederken ; ‘içimizdeki hain ve pislikleri temizleyeceğiz.’ diyerek diskalifiye etti .
UT: Bunu nereden deklare hocam?
ND: Futbol federasyonunun kendi sitesinde yayınlandı.
UT: Futbol Federasyonu’nun kendi sitesinde; ‘ içimizdeki hain ve pislikleri temizleyeceğiz.’ yazısı çıktı doğru mu ?
ND : Evet doğru. ‘İçimizdeki hain ve pislikleri temizleyeceğiz.’ şeklinde ifade yer aldı Futbol Federasyonu’nun sitesinde. Birkaç gün sonra da; gözlemciler için, klasmanlar açıklandı. O tarihe kadar hep klasman gözlemcisi olarak görev yaptım. Açıklanan listede adım yoktu. Böylece ben, Futbol Federasyonu’na göre,’ hain ve pislik.’ oldum.
“BİZLİK İŞİN YOK, FEDERASYON’A GİT!”
UT: Türkiye Futbol Federasyonu herhangi bir suç duyurusunda bulundu mu, suçunuz neymiş?
ND: Vallahi ben de bilmiyorum, suçum neymiş? Şunu açıkça söyleyeyim ki, bu FETÖ ile adı anılan her kim varsa; gerek hakem ve gözlemci topluluğundan, gerekse genel olarak toplumda, Allah belasını versin. Futbol Federasyonu bu açıklamayı yaptı ama ben ve benim gibi daha bir sürü arkadaş, suçumuz ne bilmiyoruz ki? Hiçbir şekilde ne karakolda bir ifademiz söz konusu ne de mahkemeye çıkarıldık. Mesela ben; BİMER’e başvuru da bulundum; ‘suçumu öğrenmek istiyorum.’ dedim. Bana BİMER’den gelen cevapta hiçbir suçum olmadığı söylendi. BİMER’den bana gelen cevapta; ‘başbakanlık iletişim merkezine yapmış başvurunuz incelenmiştir. Her türlü futbol faaliyetini Milli ve Milletlerarası kurallara göre yürütmek teşkilatlandırmak geliştirmek ve Türkiye’yi Futbol konusunda Yurt içi ve Yurt dışında temsil etmek üzere özel hukuk yükümlerine göre, tüzel kişiliğe sahip özerk Türkiye Futbol Federasyonu’nun kurulması , teşkilat görev ve yetkilileri ait esas ve usuller, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu kuruluş ve görevleri hakkındaki kanunda düzenlendirmiştir. Bu sebeple; başvurunuzu ilgili kurum olan Türkiye Futbol Federasyonu’na yapmanız gerekmektedir.Bilginizi rica ederiz.’ Yani diyor ki BİMER; ‘Nurettin Dehmen; senin bizlik bir işin yok. Futbol Federasyonu’na başvur.’Bunun özeti bu…
UT: Peki Türkiye Futbol Fedrasyonu’na (TFF), bu cevaba istinaden, başvuruda bulundunuz mu?
ND : Tabi bulundum. Fakat TFF, müracaatlarımıza hiçbir şekilde dönüş yapmadı , cevap vermedi. Olayı daha da netleştirmek için şu örneği vermek istiyorum; TFF bizleri ‘hain ve pislik’ ilan ettiği an; “x” bir arkadaş memurdu.Bu arkadaşım herhangi bir soruşturmaya tabii tutulmadı hâla memur hâla görevinde. Devlet, ben ve benim durumumda olan yüz yirmi arkadaşıma ‘suçunuz yok’ diyor. Ama Federasyon bizi ‘hain ve pislik’ olarak görmeye devam ediyor. Hain ve pislik olarak ne yapmışım bilmiyorum. Federasyon’a soruyorum, cevap alamıyorum.
UT: Bu konu ile ilgili olarak, Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği (TFFHGD), ne yaptı hocam ?
ND: Koskocaman bir hiç. Bize dediler ki; ‘sizinle ilgileneceğiz bize gerekli belgeleri gönderin.’. Gerekli belgeleri zarfın içine koyduk, gönderdik Allaha şükürler olsun çok ilgilendiler yani …
UT : Birazcık kinayeli ‘ilgilendiler’ oldu sanki ?
ND: Öyle ilgilendiler öyle ilgilendiler ki; niçin ‘hain ve pislik’ ilan edildiği mi hâlâ bilmiyorum.
UT: Tahkim’e gitmediniz mi hocam?
ND: Gittim ama Tahkim davayı kabul etmedi ki… Kabul etmeme sebebi de yeni klasman listesi açıklanmadığı için, bizler gözlemci sıfatını kaybetmişiz.
“FEDERASYONUN SİTESİNDE ADIM DAHİ GEÇMİYOR.”
UT: Yani siz, faal gözlemci değilsiniz?
ND: 14 Temmuz akşamı Futbol Federasyonu sitesi bilgi bankasına; Nurettin Dehmen diye girildiğinde, ismim çıkıyordu. Gözlemci ve hakemlik olarak çıktığım maçlar, her şey çıkıyordu. Şu an TFF`nun bilgi bankası kısmına gir; “Nurettin Dehmen” yaz, Nurettin Dehmen diye hiçbir Allah’ın kulu yok orada.
UT: Peki hocam; bu yüz yirmi kişiden geri dönen, gözlemcilik yapan oldu mu?
ND; Hayır, geri dönen olmadı. Yalnız kulağımıza gelen bazı duyumlar oldu, ne derece doğru bilemiyorum. Üç yada dört ay kadar önce; güya Merkez Hakem Kurulu (MHK) eski başkanı Zekeriya Alp, bazı kişileri aramış affedildikleri geri dönecekleri yönünde mavi boncuk dağıtmış .
UT: Mavi boncuk dağıtıldığını duyduğunuz isimlerden dönen var mı ?
ND: Yok
“ALP’İN İSTİFA ETMESİNİN İKİ SEBEBİ VAR.”
UT: Nurettin Hocam; Serdar Tatlı MHK sinin ilk icraatı klasman listesini açıklamak oldu biliyorsunuz. Bu liste, Serdar Tatlı ekibinin listesi midir? Hakemler eğer geçen seneki gibi başarısız bir sezon geçirirse sorumlusu kim olur, Tatlı mı Zekeriya Alp mi?
ND: Klasman listelerini yapmak zaman isteyen kişileri tanımayı gerektiren bir durumdur yani böyle iki günde üstelik göreve yeni başlayan bir kurul, kendi klasman listesini oluşturamaz. Klasman listesi var idi, açıklamasını Serdar Tatlı MHK’si yaptı. Zekeriya Alp MHK sının istifa etmesinin iki sebebi var diye düşünüyorum. Bence, bu iki sebepten biri sanki bu klasman listesi idi.
UT: Ötekisi ?
ND :Ötekisi de klasmanların belirlenme şekilleri olduğunu düşünüyorum. Duyduğum kadarıyla, Zekeriya Alp MHK ‘si Hakem Klasmanlarını, çok eskiden olduğu gibi, ‘A Klasman’, ‘ B Klasma’, ‘ C Klasman’ şeklinde oluşturulması talebinde bulunmuş ve reddedilmiş. Zekeriya Alp ‘in bundan dolayı istifa ettiği şeklinde dedikodular var.
“LÜTFEN, İKİ SENE DAHA İDARE ET!”
UT: Eski MHK, istifasından hemen önce bir talimat değişikliği yaptı. Bu değişiklikle, profesyonel hakemliği bırakma yaşı 47’ye çıktı. BU karar nasıl okunmalı?
ND: Şöyle okunmalı; bugün hala Türk hakemliği Cüneyt Çakır’ın Avrupa’da yönettiği maçlardaki başarısıyla endeksleniyor. Yani Cüneyt Çakır Avrupa’da başarılı olduğu sürece Türk hakemliğinden bahsediliyor. Cüneyt Çakır; 45 yaşını doldurup hakemliğini bitirdiği anda Türk hakemliğinin Avrupa’da adı sanı olmayacak. Sadece Cüneyt Çakır değil buna Fırat Aydınus da dahil Hüseyin Göçek de dahil. Profesyonel hakemlerin, hakemliği bırakma yaşını kırk yedi’ye çekmek ‘ kardeşim; ben sizin yerinizi dolduracak hâla yetiştiremedim. İki sene daha idare edin lütfen.’ demek .
UT: Peki iki sene içinde hakem yetiştirebilecekler mi? Bir Cüneyt Çakır, bir Fırat Aydınus çıkar mı?
ND: Ne Cüneyt’in ne de Fırat’ın tırnağı çıkamaz iki sene içinde. Niye çıkamaz? Çıkması için hakemin talimatlarla kendisini garantiye alması lazım. Her gelen MHK’nin, ‘kişiye özel’ talimat değişikliği yapmaması lazım. Hakem, önünü görmüyor ki… Hakem, mevcut talimata hazırlıyor kendini, bir bakıyor ki MHK değişmiş, talimat değişmiş. Hazırlığı emeği boşa gitmiş. Bunlar hep yaşandı. Her gelen MHK talimat değişikliği yaptığı sürece de yaşanacak.
“İSTANBUL HAKEMLİĞİ YOK ARTIK.”
UT: İstanbul Hakemliği için, ‘Türk Hakemliği’nin’ lokomotifi denir. Yeni dönemde, bu lokomotifin dümeni nasıl idare edilmeli? Lokomotifin dümeninde kim bulunmalı?
ND: Eskideni o, İstanbul Hakemliği’nin Türk Hakemliği’nin lokomotifi olduğu dönemler… Eski lokomotifler kömürle çalışırdı. Kömür bitti, lokomotif artık rampa aşağı gidiyor. Rampa aşağı giden lokomotif kendi gücüyle gider. Kömür bitti artık, rampanın dibinde bir yerde kalacak, gidemeyecek. Bu örnekten hareketle,’ İstanbul hakemliği ‘diye bir hakemlik yok artık.
UT: Niye yok hocam?
ND: Çok basit, Son üç MHK’yi hatırlayalım istersen. Yusuf Namoğlu MHK’sında Ahmet Erdoğan vardı İstanbul temsilcisi olarak ve etkin rolde değildi. Yani profesyonel müsabaka hakemlerini görevlendiren kurulun içinde değildi. Yusuf Namoğlu gitti, Zekeriya Alp geldi. Kim vardı bu MHK’nın içinde İstanbul’dan? Ahmet Şahin kardeşimiz vardı. Ahmet Şahin de,aynı şekilde, yine profesyonel müsabaka atama kurulunun içinde değildi. Yeni gelen Serdar Tatlı MHK’sı içinde yine Ahmet Erdoğan var. Ahmet Erdoğan hocamız, yine o önemli kurulun dışında…
“LOKOMOTİF YOLDA KALDI.”
UT: Ama hocam, Ahmet Erdoğan hocam da Ahmet Şahin hocam da, Birinci Bölge Sorumlusu değil miydiler?
ND: Birinci Bölge sorumlusu olacak tabii. MHK’da , başkanın dışındaki sekiz üye üye otomatikman bazı bölgelerin sorumlusu olacak.
UT : Peki bu sorumlular atamalarda etkili, isim değil midir?
ND: Hayır değiller. Merkez Hakem Kurulunun altında profesyonel maçların hakemleri görevlendiren ayrı bir ekip var. Bu ekibin başkanı, MHK başkanıdır ve iki yardımcısı ile profesyonel maçların hakemlerini atarlar. Örneğin, geçen dönem de bu ekip MHK Başkanı Zekeriya Alp ile İzmir Bölgesinden Oğuz Sarvan ile Ünsal Çimen’den oluşuyordu. Nerede kaldı lokomotif İstanbul? Kömürü bitti, yolda kaldı.
UT: Hâla İzmir mi etken Serdar tatlı MHK’sında?
ND:Bu MHK’da profesyonel hakemleri atayan kurulda Ankara Bölgesi hakim. Başkanla beraber, Erol Ersoy ve Metin Tokat var kurulda. İstanbul’dan kim var? Bu yüzden İstanbul, yöneticilik anlamında da iflas etmiştir. Yani; İstanbul’dan hakem yetişmediği gibi yönetici de yetişmiyor.
“MHK BAŞKANINDA OLMASI GEREKEN NİTELİKLERİ YAZMAYI UNUTMUŞLAR.”
UT: Peki bu durum tersine çevrilir mi?
ND: Bu durum şu an çevrilemez. Cüneyt hakemliği bırakana kadar çevrilemez. Cüneyt, Fırat hakemliği bırakıp MHK de görev aldıklarında o zaman bak nasıl çevriliyor göreceksin. Şimdi bu talimatlarla ilgili bilgi aktarayım ben sana. MHK talimatında; merkez hakem kurulunu, bölgesel hakem kurulunu ve il hakem kurulunu tanımlar. Bu üç kurulun içinde, sadece Merkez Hakem kurulunu başkan ve üyelerini oluşturacak kişilerin niteliklerini yazılmamış. Yani MHK Başkan ve üyelerinin hangi nitelikleri taşıyacağı belli değil. Aynı talimat diyor ki; ‘en fazla, başkan dahil, üç üye spor alanında deneyimi olan ve hakem olmamış kişiler arasından atanır.’ diyor. Ama bu hakemlik yapmışların niteliği özelliği yaşı efendim tahsil durumu hiçbir şey yok. Yani sizin oradaki bakkal Mustafa amca dahi MHK üyesi olabilir ya da iki yıl hakemlik yapmış bir insan dahi MHK üyesi olabilir.
UT: Gerçekten çok ilginç. Bu şekilde başka ilginç maddelervar mı?
ND: Olmaz olur mu? Başka bir madde daha var diyor ki; ‘Klasmandaki gözlemci ile aynı klasmandaki birinci dereceden yakını aynı klasmanda olamazlar.’ Bu şeklinde bir madde geldi.
UT: Biraz daha açabilir miyiz bu maddeyi?
ND: Diyelim Ahmet, klasman hakemi. Babası da il gözlemcisiydi mücadele etti bölgesel gözlemci olma şansı var. Bu talimat diyor ki; babasına ‘dur, oğlun klasman hakemi, sen bölgesel gözlemci olamazsın.’ yani, hakemi tercih ediyorlar.
UT: Gerçekten çok ilginç. Hocam, çok teşekkür ediyorum bu röportaj için.
ND Ben teşekkür ederim.
Muhteşem bir röportaj olmuş.Hak yerini bulacaktır.Böyle değerleri kaybediyorlar.Uğur hocam kalemine sağlık..